Ömer Nasuhi Bilmen (rh.):
"...her zaman yüksek ruhlu, kalpleri ve yüzleri iman nuruyla aydınlanmış salih kişilerle dostluk
kurmayı, onlarla sohbet etmeyi bir kurtuluş ve mutluluk vesilesi olarak görmelidir."
Bir demir parçası mıknatısa yapışınca onun özelliklerini kazandığı gibi, insanda kim ile oturup kalkarsa onun ahlâkını kazanır.
Ömer Nasuhi Bilmen(r.a)
Ömer Nasuhi Bilmen tefsirinde şöyle izah eder;
(Artık) Habibim Ya Muhammedi-as- (Allah yolunda savaşta bulun) ehli küfr ile cihada devam et (sen nefsinden başkası İle mükellef olmazsın) sen yalnız kendi yaptıklarından sorumlusun, başkalarının fiil ve hareketlerinden dolayı mükellef ve mesul değilsin. Binaenaleyh sen yalnız kendi başına olsan da
O HÂLDE, tek başına kalmış olsan bile cihadı terk etme zâlimlere karşı ALLAH YOLUNDA SAVAŞ! Unutma ki SEN, ANCAK KENDİ eylemleriNDEN SORUMLUSUN.
(84. Ayet)
"Allah Teala'nın dinine sadece "din” denildiği gibi, millet, şeriat, İslâm ve İslâm dini de denir.
Şeriat sözü, ibâdetler ve insanlar arasındaki ilişkilerle ilgili olan hükümlerin tümünde kullanılır."
(Ömer Nasuhi Bilmen,
Büyük İslam İlmihali, s.24.)